Çölyak hastalığı, tahıl ve tahıl ürünlerinde
bulunan glutene karşı aşırı duyarlılık sonucu gelişen, ince bağırsak
mukozasında ve submukozasında inflamasyon ile karakterize, sıklıkla emilim
bozuklukları ile seyreden,
glutenin diyetten uzaklaştırılması ile klinik bulguları düzelen primer bir ince bağırsak hastalığıdır.
GLUTEN:
Gluten buğday ve diğer tahıllarda (arpa, yulaf,
çavdar) bulunan bir proteindir. Glutenin alkolde çözülebilen prolamin kısmı
hastalığa neden olmaktadır. Çölyak hastalığı hem çocuklarda hem de yetişkin yaş
grubunda görülen ve yaşam boyu devam eden bir hastalıktır.
GÖRÜLME SIKLIĞI:
· Çölyak hastalığı, dünya popülasyonunun %0.6 ile
%1’ini etkilemektedir.
· Türkiye’de sağlıklı kan vericilerinde doku
transglutaminaza karşı antikor sıklığı %1.3 olarak bulunmuştur.
· Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden 6-17 yaş arası
20.190 öğrencinin tarandığı önemli bir çalışmada antikor pozitifliği ile
birlikte biyopsi ile tanı alan çölyak hastalığı prevelansı %0.47 olarak belirlenmiştir.
· Ailesinde birden fazla çölyak hastası olanların
birinci derece akrabalarında prevalansı %17.2-% 21.3 arasında
bulunmuştur.
ÇÖLYAK HASTALIĞI TİPLERİ:
1. Tipik (Klasik) Çölyak Hastalığı: Daha çok süt
çocukları ve küçük çocuklarda, yaşamın 6-24. aylarında, diyete glutenin
girmesiyle ortaya çıkan, tipik olarak büyüme-gelişme geriliği, kronik ishal,
karın şişliği, karın ağrısı, kusma, iştahsızlık, kas güçsüzlüğü ve hipotoni
gibi gastrointestinal sistem bulguları ile karakterizedir. Duygusal olarak bu
çocuklar çok huzursuz, huysuz ve mutsuz olabilirler.
2. Atipik Çölyak Hastalığı: Genellikle büyük çocuk
ve erişkinlerde görülür. Malabsorpsiyon bulguları yoktur. Boy kısalığı, puberte
gecikmesi, dermatitis herpetiformis, diş mine tabaka bozukluğu, tedaviye
dirençli demir eksikliği anemisi, osteoporoz, artrit, aftöz stomatit,
açıklanamayan transaminaz yüksekliği, nörolojik bozukluklar gibi belirti ve
bulguların yanı sıra irritabl bağırsak hastalığını düşündüren dispeptik
yakınmalar ve kabızlık gibi atipik gastrointestinal belirtiler ile
karakterizedir.
3. Sessiz Çölyak Hastalığı: Sessiz çölyak
hastalığı, sağlam görünümlü ve herhangi bir yakınması olmayan bir çocukta veya
yetişkinde çölyak hastalığını destekleyen yeterli klinik belirti ve bulgu
olmadan, çölyak hastalığına özgül antikorların, doku grubunun ve ince bağırsak
biyopsi bulgularının saptanmasıdır.
4. Potansiyel Çölyak Hastalığı: Potansiyel çölyak
hastalığı, EMA ve/veya anti-dTG antikor pozitifliği olduğu halde duodenal
biyopsilerde histolojik değişikliklerin görülmemesi olarak tanımlanır.
5. Latent Çölyak Hastalığı: Çölyak hastalığı ile
uyumlu HLA grubuna sahip, ancak enteropatisi olmayan, hayatlarının bir
döneminde gluten duyarlı enteropatisi gelişen kişilerdir. Bu hastalarda çölyak
hastalığı belirtileri olabilir ya da olmayabilir.
ÇÖLYAK HASTALIĞININ BELİRTİLERİ:
· İshal veya kabızlık
· Karında şişlik
· Karın ağrısı
· Kilo kaybı
· Bulantı ve kusma
· Halsizlik, yorgunluk
· Deri döküntüleri
· Depresyon, nörolojik sorunlar
ÇÖLYAK HASTALIĞININ TANISI:
· Belirti ve bulguları çölyak hastalığını
düşündüren olgularda tanı için ilk aşamada serolojik testler yapılmalıdır.
Serolojik testler tarama amaçlı kullanılan en değerli yöntemlerdir.
· Bu testlerle besinlerdeki proteinlere ve
bağırsak mukozasındaki yapısal proteinlere (endomisyum, retikülin,
transglutaminaz) karşı oluşmuş antikorlar aranmaktadır. Yanlış negatiflikleri
engellemek için çölyak hastalığı taraması sadece gluten içeren diyet altında
yapılmalıdır.
ÇÖLYAK HASTALIĞINA EŞLİK EDEN HASTALIKLAR VE
SENDROMLAR:
1. OTOİMMÜN HASTALIKLAR:
· Tip 1 diyabet: Yapılan araştırmalar sonucunda, diyabet hastası
olan kişilerde aynı zamanda çölyak hastası olma riskinin 20 kat fazla olduğu
bulunmuştur. Bu nedenle diyabetli kişilerin bu olasılığı ihmal etmemeleri
gerekmektedir. Tip 1 diyabetli çocuklarda çölyak hastalığı görülme
sıklığı % 4.5-7.4 olduğu bulunmuştur.
TİP 1 DİYABET BELİRTİLERİ: İshal, iştahsızlık, kabızlık, kusma ve karın
şişliği, kansızlık, kısa boy, gecikmiş ergenlik, K vitamini eksikliği,
transaminaz enzimlerinde artma gibi belirtiler açığa çıkmaktadır.
· Otoimmün tiroid hastalıkları: Otoimmün tiroidit
olan hastalarda çölyak hastalığı sıklığının 6-7 kat artmış olduğu
gösterilmiştir. Tiroid hastalığının çölyak hastalarında görülme sıklığı %7
olduğu belirlenmiştir.
· Otoimmün karaciğer hastalıkları: Otoimmün
karaciğer hastalığının çölyak hastalıkların görülme sıklığı %13.5 olduğu
belirlenmiştir.
2. KROMOZOMAL BOZUKLUKLAR:
· Araştırmalarda, Down, Turner ve Williams
sendromu gibi kromozomal bozukluklarda da sıklığın çölyak hastalığı ile
birlikte arttığı bulunmuştur.
· Down sendromu: Çölyak hastalarında görülme
sıklığı %3.2-10.3 arasında bulunmuştur.
· Turner sendromu: Çölyak hastalarında görülme
sıklığı %6.4 olarak bulunmuştur.
· Williams sendromu: Çölyak hastalarında görülme
sıklığı %9.5 olarak bulunmuştur.
3. SELEKTİF IGA EKSİKLİĞİ:
· En sık görülen primer immün yetersizlik olan selektif
IgA eksikliği çölyak hastalarında 10-20 kat daha sık görülmektedir.
· Selektif IgA eksikliği olan çölyak hastalarında
IgA dayalı serolojik testlerin yanlış negatif sonuç vereceği unutulmamalıdır.
4. ÇÖLYAKLA BAĞLANTILI DİĞER HASTALIKLAR:
· Addison hastalığı, romatoid artrit, kronik
hepatit, laktoz intoleransı, osteoporoz, miyokardit, cilt hastalıkları, demir
eksikliği anemisi, infertilite (kısırlık), amenore (adet görememe), depresyon
gibi hastalıklara yakalanma riski çölyak hastalığında artmaktadır.
ÇÖLYAK HASTALIĞINDA DİYET TEDAVİSİ:
· Çölyak hastalığı semptomları, diyet ile
önlenebilir.
· Çölyak hastalığının tedavisinde, daha az bilinen
çeşitler de dahil olmak üzere, tüm buğday türevlerini içeren yiyecekler diyetten
çıkarılır.
· Çeşitli ürünler içerisinde glutene rastlamak
mümkün olduğu için marketteki gıdaların içeriklerine dikkatlice bakılmalıdır.
· Tek etkin tedavi yöntemi olduğundan glutensiz
diyet yaşam boyu sürdürülmelidir.
· Glutensiz diyet ile birlikte eksikliği olan
vitamin B12, folik asit, demir, kalsiyum ve D vitamini nutrisyonel destek
tedavisi olarak verilmelidir.
· Yapılan araştırmalarda çölyak hastalarının
günlük 50 grama kadar yulafı tolere edebileceği bulunmuştur.
· Diyete başlanılmasıyla 24 saatte klinik bulgular
düzelir, iştah açılır, birkaç ayda kilo alımı olur, 3-14 gün içinde bağırsak
mukozasında hasarın ilerlemesi önlenir ve çocuklarda 3-6 ay, yetişkinlerde 1-2
yıl süreyle tamamen iyileşmesi ve emilimin başlaması gerçekleşir.
· Enerjiyi artırmak için bebeklerde mamalara,
çocuk ve yetişkinlerde yemeklere orta zincirli yağ asitleri eklenebilir.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.